Lexus, LF-Z Electrified konsept aracının dünya lansmanını gerçekleştirerek marka evriminde yeni bir dönemi başlattı. Konsept aracın lansmanıyla birlikte Lexus gelecek vizyonunu da ortaya koydu.
Lexus markasının deneyimi ve yenilikçi yaklaşımıyla şekillenen Lexus Electrified vizyonu, yine premium kullanıcıların beklentilerini aşacak otomobillerle tüketiciye ulaşacak.
Lexus’un dünya lansmanını gerçekleştirdiği yeni LF-Z Electrified konsepti de bu anlayışla birlikte tasarlandı. Sürüş performansı, etkileyici tasarım ve yüksek teknoloji kapasitesi ile Lexus’un 2025’te pazara sunmaya başlayacağı özellikleri temsil ediyor.
Lexus 2025 yılına kadar, dünya çapında farklı ülke ve bölgelerin ihtiyacını karşılamak için bataryalı elektrikli araç (BEV), plug-in hibrit (PHEV) ve kendi kendini şarj eden hibrit (HEV) araçlar dahil olmak üzere 20 tamamen yeni veya yenilenmiş model pazara sunacak.
Lexus ana modelleri, sedan ve SUV ürün gamını güçlendirirken aynı zamanda spor modeller, şoförlü kullanıma uygun ve tamamen yeni kategorideki modeller gibi yeni araçlar da sergileyecek. Lexus, dünya çapındaki müşterilerinin farklı beklentilerini aşarken, aynı zamanda yeni premium değerler de sunarak farkını ortaya koyacak.
Lexus 2025’e kadar tüm modellerinin elektrikli versiyonlarını sunmayı planlıyor ve bu süreçte global satışlarının yarısından fazlasının elektrik motorlu olması bekleniyor. Bununla birlikte 2050’ye kadar tüm modellerinin üretim materyalleri, parça ve araç lojistikleri, bertaraf etme geri dönüşüm dahil yaşam döngüsü boyunca karbon nötr olması hedefi bulunuyor. Lexus araçlarında kullanılacak materyaller de çevresel etkiler göz önünde bulundurularak dikkatlice seçilecek.
Özel olarak geliştirilen elektrikli araç platformu üzerinde üretilen LF-Z Electrified, markanın kendine has sürüş deneyimini daha da ileriye taşımayı hedefliyor.
Aracın dış tasarımı Lexus’a özgü duygusal çekiciliği vurgulayarak bunu arkaya konumlandırılan yüksek güce sahip elektrikli motor ve dinamik performansla kombine ediyor. Aracın içerisinde ise ferah ve minimalist bir tasarım öne çıkıyor. LF-Z Electrified’ın kabin tasarımı Japoncadaki “dizgin” anlamına gelen Tazuna kelimesinden ilham alıyor. Bu insan merkezli Tazuna kokpit tasarımı, at ve binicinin kurduğu ilişkiye benzer şekilde, sürücünün tüm hamlelerini otomobilin en yüksek hassasiyetle tepki vermesini sağlıyor.
Aracın yapay zekası, sürücü ile diyalogları kullanarak kişisel tercihlerini ve sürücünün davranış karakteristiğini öğreniyor. Böylece rota rehberliği ve gidilecek konum hakkında bilgiler verebiliyor.
Lexus Driving Signature (Lexus Sürüş İmzası) diye adlandırılan sürüş tarzı, otomobilin hızlanması, yavaşlaması ve yönlendirmesi sırasında sürücü ile kesintisiz bir iletişim sağlıyor. LF-Z Electrified’in tasarımı ve mühendisliği de sürüş kalitesini daha ileriye taşıyacak şekilde yapıldı. Batarya ve motor en iyi sürüş hissini sağlayacak şekilde konumlandırıldı ve aracın ağırlık merkezi aşağıya çekildi. Yeni konumlandırma sayesinde yol yüzeyinden gelen gürültü ve titreşimler de azaltıldı. Böylece Lexus araçlarının öne çıkan sessizliği ve sürüş konforu seviyesi daha da ileriye taşındı. Yeni yerleşimle birlikte kabinde daha fazla yaşam alanı ve konfor da sunuluyor.
LF-Z Electrified 4,880 uzunluğa, 1,960 genişliğe ve 1,600 mm yüksekliğe sahip. 600 km menzil sunan aracın batarya kapasitesi ise 90 kWh. 400 kW güce ve 700 Nm torka sahip LF-Z Electrified, 0-100 km/s hızlanmasını 3 saniyede tamamlıyor.
LF-Z Electrified konsepti aynı zamanda Lexus tasarımının nasıl evrimleşeceğinin de ipuçlarını veriyor. Düşük bir burun ve yükselen arka kısımla birlikte akıcı bir tasarım ortaya konurken, elektrikli aracın eşsiz karakteristiği vurgulanıyor. Daha büyük boyutlara sahip jantlar, aracın dış bölümlerine konumlandırılarak ağırlık merkezi alçaltılıyor ve aracın yolda geniş bir duruşa sahip olmasını sağlıyor.
Tasarımcılar aynı zamanda Lexus’un ikonik ön panjur tasarımı olan “spindle” tasarımını geliştirerek tüm gövdeye aktardı ve aracın daha etkileyici görünmesini sağladı.
Aracın arka bölümünde sade yatay tasarım detayları, jantlarla birlikte güçlü bir görünüm elde edilmesini sağlıyor. İnce, yatay arka ışıklandırma kombinasyonu, yeni nesil Lexus tasarımını temsil eden yeni Lexus logosunu içeriyor.
Aracın kalbinde yer alan kokpitte ise gösterge paneli ve diğer unsurlar, yolculara göre biraz daha alçak olarak konumlandırılıyor. Bu da her detayın dikkatlice düşünüldüğü ferahlatıcı bir alan duygusu sunan omotenashi misafirperverlik felsefesine bir gönderme yapıyor. Bununla birlikte tavanı saran panoramik cam tavan da ferahlık hissini artırıyor.
Aile ve arkadaşlara özel dijital anahtar sayesinde araca fiziksel anahtar olmadan erişim sağlanabiliyor. Aracın kapılarını açma ve kilitleme gibi özellikleri akıllı telefondan yönetilebiliyor. Hizmet sağlayıcılara verilen dijital anahtar ulaşımıyla birlikte araca paket teslimatı veya araç paylaşımı da yapılabiliyor.
Yeni nesil Mark Levinson ses sistemi ise araçta uluslararası konser kalitesi sunulmasını sağlıyor. Hoparlörlerin hassas bir şekilde kontrol edilebilmesi içerideki herkesin müzikten keyif almasına yardımcı oluyor. Gürültüyü azaltan ses yönetim özelliği, dışarıdan gelen sesleri filtreliyor ve araç içerisindekilerin daha rahat sohbet etmelerini sağlıyor.