
Ingenlath, “Polestar O2, markamızın kahraman otomobili” dedi. “Gelecekteki potansiyelin gizli olduğu odamızın kapıslarını açıyor. Bu, kendi bünyemizde sahip olduğumuz yetenek ve teknolojiyle tasarlayabileceğimiz ve geliştirebileceğimiz şeylerin bir tadımı. İnanılmaz görünüyor ve tavanı açıp motor sesini duymamak muhteşem bir his vaat ediyor.”
Sürüş dinamikleri açısından, bu yeni konseptin sıkı gövde kontrolü, yüksek rijitlik ve “sezgisel dinamikler”, modele özel alüminyum platformunun (Polestar 5’ten uyarlanmış) doğasında bulunan tüm faydaları içerdiği söyleniyor.
İçeride, tamamen sürdürülebilirlik için geri dönüştürülmüş polyester gibi geri dönüştürülmüş malzemeler veya farklı bileşenleri üretmek için kullanılan yeni termoplastik mono materyallere yer verilmiş. Kabinin genel hatları açıkça çok minimalist ama aynı zamanda modern, ki bu da ileriye dönük tüm Polestar ürünlerinden beklememiz gereken şey.
Bir de arka koltukların arkasına entegre edilen otonom sinematik drone var. Bu drone Hoco Flow ile işbirliği içinde geliştirilmiş ve “mükemmel sürüş sekansını” kayıt altına almak için araç hareket halindeyken bile kullanılabilecek şekilde hazırlanmış.

Drone, otomobili 90 km/s hıza kadar otomatik olarak takip ederek otonom olarak çalışabilir. Sürücü, panaromil bir sekans (kıyı şeridi gezintisi için) veya sportif bir ifadeye sahip daha aksiyon dolu bir sekans arasında bile seçim yapabilir. Çekim bittikten sonra drone otonom olarak araca geri döner ve video klipler daha sonra düzenlenebilir ve doğrudan aracın 15 inç bilgi-eğlence ekranından paylaşılabilir.
Polestar’ın tasarım başkanı Maximilian Missoni, “Polestar O2 gibi bir otomobille yaşayabileceğiniz deneyimi yeni ve alışılmadık şekillerde vurgulamak istedik” dedi. “Otonom bir sinema drone’unu entegre etmek, inovasyon cephesinde sınırları zorlamamıza izin veren bir şeydi. Çekimden önce drone’u çıkarıp kurmaya gerek yok, aksine onu hızlı bir şekilde entegre edebilmek bu yenilikçi tasarımın önemli bir avantajı.”